Politika

İran

Kıymetli okuyucularımız bu yazımda dibimizdeki küs komşumuz, ABD’nin sürekli olarak ambargoda tuttuğu, son dönemde Kasım Süleymani gibi önemli bir devlet adamını (bazı kaynaklarda bir sonraki devlet başkanı deniyordu) ABD’nin yaptığı suikastte kaybeden İran devletini inceleyeceğiz. İran ’ı detaylıca inciğine cinciğine kadar inceleyeceğimizden yazı biraz uzun olacak. Bir arkadaşa bakıp çıkayımcılar başlıklardan süreci takip edebilir.

Efenim öncelikle İran dünyada sayılı devlet geleneği olan ülkelerden biridir. Bunu da hem bulunduğu toprakların konumuna hem de farslara bağlayabiliriz.İran devlet geleneğinin M.Ö. 4.000’li yıllara uzandığı bir çok kaynakta belirtilmektedir.  Hatta uzun yıllar Türk devletlerinin baş belası olmuş, özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Kanuni ne zaman batıya doğru sefere çıksa doğudan kafasını çıkarmış, dönem dönem Osmanlı içindeki şii yakınlığı olan tebaa ile irtibat kurarak isyana teşvik etmiş, sürekli kavgalı olduğumuz komşumuzdur.

tahran
Tahran’ın güzel bir görüntüsü

İran zaman zaman Türklerin de devlet yönetimini ele geçirdiği demografik yapısı da farklı bir ülkedir.Yanlış hatırlamıyorsam İran’da en son Kacar Hanedanlığı 1920 ye kadar sürmüş, daha sonra da Türklerin devlet yönetiminde ön plana çıktığı bir evre olmamıştır.

Coğrafi olarak baktığımızda haritadan da görebileceğiniz üzere yeri pek kıymetlidir İran’ın. Aslında Türkiye ile kavgalı olmasının en büyük sebeplerinden biri de budur. Çünkü bölgede liderlik kavgası vermekteyiz. Bu konulara girmeden önce İran’ın coğrafi konumuna bir bakalım. 

İran

Hem bu coğrafi konum hem de doğal kaynaklar aslında İran ’ın konumunu bu kadar kıymetli hale getiren bir unsur. Ve ABD’nin ambargo uygulamasının arkasındaki gerekçelerden birisi. Uluslararası ilişkiler anlama kılavuzu yazımızda aslında bu meselelere bir ışık yakmıştık. Bu yazıdan sonra ilk yazı İran ’a nasip oldu. Daha sonra diğer ülkeler ile devam edebiliriz. Ama şunu belirtelim. Burada büyük resmi görmek ya da yabancıların deyimiyle puzzleın parçalarını doğru bir şekilde  birleştirebilmek için mutlaka ama mutlaka devlet meselesi, ekonomi yönetimi, iktisat üzerine mutlaka okuyun. Bakın zaten bu başlığa girdiğinize göre bu konulara ilginiz var. Bakış açınızı ve pencerenizi geliştirir bu yazılar. 

İran dünyadaki en dağlık ülkelerden biridir. Özellikle ülkenin batı bölgesi oldukça dağlıktır. Yüksekliği 5.600 metreye ulaşan dağlar görülür. Bu yüksek dağlar nedeniyle ülkenin iç bölgeleri oldukça sert karasal bir iklime sahiptir. Yine ülkenin iç bölgelerinde çöller bulunduğu da bilinmektedir.

Haritada da görebileceğiniz gibi İran ‘ın denizlere bağlantısı Basra körfezi ve Umman körfezi iken ciddi doğal kaynaklara sahip olan Hazar denizinde de kıyısı bulunmaktadır. Zaten ülkenin başkenti olan Tahran hemen hazar denizine yakın bir konumdadır. Bu hazar denizi, basra körfezi ve hürmüz boğazı meselelerinin niye önemli olduğunu ayrı başlıklar altında değerlendireceğiz. 

iran-harita

İran coğrafi olarak komşularımız arasında olan ve yüzölçümü bizden büyük olan tek ülkedir. Coğrafi büyüklüğü yaklaşık olarak ülkemizin iki katı civarıdır. Nüfusu da 82 milyon civarı olan ülkede din şii islam anlayışıdır ki tarihsel olarak İran ile çatışmamamızın ana nedenlerinden biri de budur. 

İran Demografi

İran nüfusunun %61’i farslardan oluşmaktayken en büyük azınlık %18 ile Türklerdedir. Aslında kaynaklarda Azeri olarak geçer ama Azeriler de Türk olduğundan Türk diyoruz. Daha sonra ise %10 nüfus ile Kürt’ler gelir. Bu nüfusun toplam içerisinde dağılımı pek homojen değildir. Yani özellikle belirli şehirlerde yoğunlaştığını görüyoruz ırkların. Bu zaten büyük problem yaratan unsurlardan birisidir İran için. Çünkü bir isyan çıktığında ırksal toplulaşma nedeniyle bölgesel isyanlar oluşabilmektedir. 

Rıza Pehlevi

1921 yılında İngiliz destekli Rıza Pehlevi, yukarda da bahsettiğim üzere İran’ın en son Türk hanedanlığı olan Kacar hanedanlığını askeri bir darbeyle indirmiştir. Bu darbe sonrası Rıza Pehlevi İran şahı olmuştur. 

Rıza Pehlevi İngiliz yardımıyla iktidara geldi demiştik ama bir Türk dizisi büyüğümüzün dediği üzere herkes öldürür sevdiğini. Rıza pehlevi de bunu yapıyor ve 2. Dünya savaşı sırasında Almanya güçlü olunca Almanların tarafına kayıyor. Böyle olunca da İngilizler ve Ruslar bastırıp işgale girişiyor. 

Bu sırada ise Rıza Pehlevi istifaya zorlanıp oğlu Muhammet R. Pehlevi 1941 yılında İran Şahı oluyor. Tabi kukla bir şah. Tamamen İngiliz ve Rus kuklası. Bu doğrultuda da İran kuzeyindeki petrol yatakları önce Rusya’ya imtiyaz veriliyor. 

Fakat İngilizler bundan rahatsız olunca içerde milliyetçi ayaklanma çıkarıyorlar ve isyanlar sırasında başbakan Razmara öldürülüp yerine Musaddık getiriliyor. Daha doğrusu Muhammet Pehlevi Musaddık’ı İngiliz baskısıyla atamak zorunda kalıyor.

Musaddık gelir gelmez ilk iş petrol yataklarını millileştiriyor. 

Operasyon Ajax

Musaddık deli fişek giderken Ruslarla yakınlarınca dünyanın jandarması Abd  olaya müdahil oluyor. Tam Musaddık’a darbe yapılacakken olay fark edilip isyan çıkıyor ve Şah yani Muhammet Pehlevi topukluyor.

Bu duruma iyice içerleyen CIA işi direk üstüne alıo bodoslama mevzuya giriyor ve Operasyon Ajax ile 1953 yılında Musaddık tutuklanıyor. Muhammet Pehlevi ise geri geliyor. Tabi şah şah olarak geri geliyor ve bu kıyak karşılığında İngilizlere %50 petrol işletme imtiyazı tanıyor. Bunu ben yapsam rüşvet denir ama havalı adı imtiyaz işte.

Operasyon-ajax

Şah Kafa Kaldırıyor

Başlangıç aşamasında ABD kuklalığınu devam ettiren şah, uzun vadede iyiden iyiye ABD ve İngilizleri eleştirmeye başlıyor.Bir yandan da toplumu iyice baskılayıp karşıt görüşlülerin tamamını içeri tıktırıyor.

Bu durum halkı iyice galeyana getiriyor. Tabi provakasykonlarda var ama halkı da kısmen haklı görüyorum çünkü şah hiç acımıyor. Bu süreçte komunistler ile islamcılar bir araya gelip sokak gösterileri düzenliyorlar. Bu sokak gösterilerine sert müdahale yapılması halkı daha da azdırıyor. Çünkü şahın askerleri baya kendi halkını toplu halde katlediyor aslında.

1979 İslam Devrimi

Humeyni ise islamcı tayfanın favorisi, hasretle beklediği isim. Çünkü kendisi sürgünde ve yazdığı kitaplar, kasetler vs. Hepsi yasak. Aslında bu yasaklar kendisini tabu haline getiriyor. Sürgün de önce Irak’a gidiyor. Ancak Saddam onu ülkesinde istemeyince Bursa ya yolluyor. Bursa’dan da Paris’e geçiyor.

Her neyse İran’da sokaklar 1979 yılında iyice karışıyor ve nihayet büyük çatışmalar sonunda solcu öğrenciler, islamcı tayfa ve ordunun içindeki solcu subaylar kalkışmayı başlatıyor.

Şah kontrolü iyice kaybedince 1979 yılında Kahire’ye kaçmıştır. Bu fırsatta islamcılar bir uçakla Humeyni’yi getirmiş ve Humeyni havalimanında kahraman gibi karşılanmıştır.

Aslında İran Devrimini yapan solculardır. İslamcılar bu devrime destek vermiştir ancak en önde solcular yer almıştır. Ancak daha sonra ortaya çıkan boşlukta solcular bir şeye karar veremeyince İslamcılar olaya konmuş diyebiliriz.

İran Devrim Muhafızları Kuruluyor

Humeyni’nin başa geleceği anlaşılınca askerler arasında kayma başlıyor. Daha önce pehlevici olanlar şimdi humeyni ye biat ediyor ama Humeyni bunlara güvenmeyip kendi ordusunun temellerini atıyor. Bunlar da İran Devrim Muhafızları.

kasım-suleymani
Kasım Süleymani, İran Devrim Muhafızlarının başı ve bizzat Kudüs Gücü birliklerinin sorumlusu. ABD tarafından öldürülmüştür.

İran devrim muhafızları Humeyni’nin solculara karşı yaptığı operasyonun son vuruşudur. 1981-1985 arasında devrim muhafızları 10.000’e yakın İranlıyı öldürmüştür.

Yani devrim ilk kendi evlatlarınu öldürmüştür. Gerçi bunda solcuların da büyük beceriksizliği vardır.

İran-Irak Savaşı

Artık İran’da devrim olmuş, halk islam cumhuriyeti sıfatını referandum ile kabul etmiş ve Humeyni tam hakimiyet sağlamıştır.

Daha önce Şah döneminde sürekli olarak ABD desteğini alan şaha yanaşamayan, gıcık gitse de müdahale edemeyen Irak için artık fırsat doğmuştur. Irak, İran’ın arap nüfusunun yoğun olduğu ve özellikle petrol bölgelerinin yoğunlaştığı Huzistana uzun süredir sulanmaktadır.Devrim sonrası ordu dağılınca bunu fırsat bilir Saddam.

İran’da uzun yıllardır Irak’a uyuz olmaktadır. Çünkü İran’ın İslam dünyasının lideri olma hedefi vardır ve Irak o an için onların en büyük rakibidir.

Savaşın başlangıcı Irak başbakan yardımcısına suikast düzenlenmesi, suikastin başarısız olması ve olayın altından İran’ın parmağının çıkmasıdır. Bunun üzerine iki ülke birbirine girmiştir.

Irak 1980’de Huzistan’a doğru direk yardırmıştır. Savaş tabii ki Saddam’ın beklediği gibi olmamış, Humeyni direnişi örgütlemiş,ancak süreç tam 8 yıl sürmüştür. 1988’de iki ülkeyi BM anlaştırmıştır.

iran-irak-savasi

İran-Irak savaşı günümüz ortadoğusunun kaderini çizmiştir. Bu savaş sonucunda Irak’ta Kürt isyanları çıkmış, Saddam Kürtleri kimyasal silah ile katletmiş, kaçabilenler Türkiye’ye kaçmıştır.

Öte yandan Suudi Arabistan ve Kuveyt savaş sırasında Irak’a borç vermiş, saddam bu verileni borç değil hibe olarak kabul etmiştir. Alacaklılar kapıya dayanınca hadi len ordan demiş, gerginlikler devam etmiş ve Irak’ın Kuveyt’i işgali yaşanmıştır. Bu da bölgeye ABD’nin girişini sağlamıştır.

İran Şii Hilali

İran-Irak Savaşı’nın en büyük sonuçlarından birisi İran’ın tüm islam aleminin lideri olma hayalinin çökmesidir. Artık hedef Şiilerin lideri olmaktır. Bu kapsamda İran bir şii hilali çizmiştir.

iran-sii-hilali
İran Şii Hilali

Şii hilali yaklaşık olarak Lübnan’dan başlar Suriye ve Irak’ı takip edip İran’ı kapsayarak Umman’ın altından Yemen’e varır.Hilalin bu şekilde çizilmesinin nedeni bu saydığım ülkelerin tamamının içinde şii bir nüfus bulunmaktadır.

İran Yönetim Şekli

İran’ın yönetimi 1979 anayasasına dayanır. İran’ın yönetimi kendine özgüdür.Anayasaya’ya göre egemenlik yasama,yürütme yargı organları tarafından kullanılır. Bu her ülkede aynıdır ancak ek bir hüküm vardır. Bu organlar Devrim Rehberi yani dini liderin himayesi altında kullanılır. Özetle İran dini lideri her şeye karışır, hatta karışmakla kalmaz ne derse o o olur. Yürütmenin başı Cumhurbaşkanıdır. Ancak iç politikalarda ya da dış politikalarda öncelik Devrim Rehberi tarafından belirlenir. Yine Silahlı kuvvetlerin kullanımı tamamen Devrim Rehberine aittir.

iran-yonetimi

Cumhurbaşkanı seçimle gelir ama yetkilerinin kısıtlı olduğunu söylemiştik. 4 senede bir seçim yenilemesi yapılır.

Yasama organı ise bizdeki TBMM’ye karşılık gelen İslami Danışma Meclisidir. Meclis 290 üyeden oluşur. Yasama seçimi de 4 yılda bir yenilenir.

İran’da Devrim Rehberi dediğimiz kişi dini lider olarak da bilinmektedir. Dini lider şu anda Ali Hamaney’dir. Ali Hamaney görevi 1979 Devrimiyle görevi alan Humeyni’en almıştır.Ali Hamaney’in görev başlangıcı 1989 yılıdır.

Denetim Mekanizması

Bu arada bu dini lideri hiç mi denetleyen yok kardeşim diyorsunuzdur. Var tabii ki. Bunlar Uzmanlar Meclisi denilen bir kurumdur. Uzmanlar meclisi İran dini liderini seçen birimdir. İsterse dini lideri azil yetkisi de bulunmaktadır. Uzmanlar meclisi 8 tane din adamından oluşur. Bu 8 din adamı da yani uzmanlar meclisi üyeleri de halk tarafından seçilmektedir.

Ne güzel kardeşim işte herkes herkesi denetliyor diyorsunuz ama komik bazı durumlar var. Gerçi bu komik durum bir çok ülkede var. Yani demokrasinin beşiği dediğiniz Avrupa ya da ABD’yi de biraz kurcalasak durumun İran’dan pek uzak olmadığını görebiliriz sanırım. İran dini liderini Uzmanlar Meclisi denetler demiştik. Uzmanlar meclisini ise Anayasa Koruma Konseyi denetler. Anayasa koruma konseyinin yarısını Dini lider atar. Yani her kapı dini lidere çıkıyor burada.

İran İdari Yapılanması

İran idari olarak 5 bölge, ostan, şehristan,bahş şeklinde ayrılır. İran’da 30 tane ostan vardır. Eyalet gibi düşünün ama eyalet şeklinde özgürlüğe sahip değiller. Ostan’lar vali tarafından yönetilir.

iran-idari-harita

Ostan’ların bir merkezi olur. Burası ostanın başkenti diyebiliriz. Bunun dışına şehristan denilen kavramı ülkemizdeki illere benzetebiliriz. Bahşlar için ise ilçe gibi düşünebilirsiniz.

Şehrin yönetimi için vali atanır dedik ama bir de şehir ve köy meclisi kavramı vardır. Bunlar yine halk tarafından seçilir ve 4 yıllığına seçilirler. Belediyecilik süreçlerini denetler bu meclis de.

En kalabalık şehirleri 2016 sayımına göre 8,6 milyonluk Tahran (başkent), 3 milyonluk horasan ve 1,9 milyonluk İsfahandır.

İran Ekonomisi

Ülkenin bütçe gelirlerinin %50’ye yakını petrol ve doğalgazdan gelir. %30’u ise halktan toplanan vergilerden gelir. Bir çok kaynakta ülkenin merkezi planlama ile küçük işletmelerin oluşturduğu karma bir yönteme sahip ekonomi modeliyle çalıştığı yazılır. Ancak ilerleyen zamanda okuyacaksınız İran Devrim Muhafızları ülke GSYİH’inin ⅓’ünü kontrol eder. Böyle bir ortamda karma ekonomik yapı vs. Filan konuşulması hikayedir. Yani Devrim Muhafızlarından izin alınmadan hareket edilmesi imkansızdır.Bu aşamada küçük işletmelerin pek büyüme gelişme imkanı olmaz. Muhtemelen büyüdüğünde de bir yerlerden sermaye desteği(!) alacağı kesin gibi bir şeydir. 

iran-cografi-harita

Bunun dışında İran yine devlet eliyle tarım sektörünü geliştirmeye çalışmakla birlikte ülkedeki en büyük sorunlardan birisi sulama problemidir. Sulama dağıtım hatlarında ciddi problemler yaşanmaktadır. Devlet bu yüzden baraj vb. yatırımlara yönlenmektedir.  Bunun dışında özellikle sanayi,nükleer ve teknoloji alanındaki yatırımlar devlet eliyle yönetilmektedir. Burada ana oyuncu her daim devlettir.

İran’ın petrol üretilen bölgesi Huzistan’ır. Arap nüfusunun yoğun olduğu bu yerleşim yeri dışında özellikle iç bölgelerde doğal gaz yatakları bulunmaktadır. Dünya petrol rezervinin %10’u ve doğal gaz rezervinin %20’si İran’dadır. Ülkenin ana faaliyet alanı ve gelir kaynağı budur.

Ülkenin en büyük iktisadi sorunlarından birisi bütçe açığıdır. Bunun sebebi ise temel olarak ABD’nin ülkeye uyguladığı ekonomik ambargodur. Bu ambargo nedeniyle İran elindeki petrol ve doğal gazı rahatlıkla satamamaktadır. Yine ülkenin swift sisteminde takılı kalması ihracatını mahveder.Devlet de içerideki halkın refahını yüksek tutmak için sürekli harcama yaptığından bütçe açıkları bitmez.

iran-pterol-ve-dogalgaz-sahalari
İran petrol ve doğalgaz üretim yerleri ve enerji nakil hatları.

Silahlı Kuvvetler

Her ülkede olduğu üzere İran’da da hava,kara ve deniz kuvvetleri bulunmaktadır. Bunun dışında İran Devrim Muhafızları ordusu ülkede önemli yer eder.

Humeyni’nin 1979 devriminden sonra devrimi korumak ve güçlendirmek maksatlı kurduğu bu oluşum zaman içerisinde İran’daki nüfuzunu da arttırarak ticari hayata atılmıştır. İran’da iyi para kazanan bütün ticari işletmelerde açık/gizli ortaklıkları olduğu söylenir ancak bu bilgi teyide muhtaçtır. Yine söylentilere göre İran’ın toplam ekonomik büyüklüğünün yaklaşık 1/3’ünü yönettiği söylenmektedir Devrim Muhafızlarının. Bu parayı bunlar nasıl kazanıyor derseniz söylentiler ilk başlangıçta servet birikimlerini petrol kaçakçılığı ve sınır devriyelerinde kaçakçılıktan aldıkları paylardan kazandığı yönündedir. Bunun dışında Devrim Muhafızlarının kendi TV kanalı oluğunu söylememiz, durumu belki biraz gözünüzde canlandırmanıza sebep olabilir. Öte yandan Devrim Muhafızlarının bir başka görevi de mevcut yönetimi, ki özellikle dini lideri, silahlı kuvvetler kanadından gelen darbelere karşı korumaktır.

kudus-gucu
Kudüs gücü birlikleri

Devrim muhafızlarının bu güçlü yapısına dönem dönem İran içindeki mollaların tepki gösterdiğini biliyoruz, okuyoruz. Bunun sebebi bu ekibin oldukça güçlü hale gelmesi ve bazı yerlerde okuduğumuz kadarıyla Dini Liderin bile müdahale edemeyeceği bir ekonomik özgürlüğe kavuşmuş olmaları. Özellikle Kasım Süleymani’nin öldürülmesi olayında İran’ın beklenenden daha az tepki vermesi, bazı mollaların bu ölüm olayına istinaden çok da fazla tepki vermemesi bu durumun bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Yine Devrim Muhafızlarının politik süreçlerde de ciddi etkisi vardır. Abadgaran olarak kısaltılan İran İslam Birliği Kurucuları oluşumu, Devrim Muhafızlarının, ordudan ayrıldıktan katıldıkları ve politikaya atıldıkları, Devrim Muhafızları tarafından finanse edilen bir oluşumdur.

Bu devrim muhafızları olayın önemli kısmıdır ama siz medyanın size magazin olarak sunduğu aslında toplam silahlı kuvvetler içerisinde bir hiç olan Besiçleri görürsünüz Besiçler ahlak polisliği gibi toplumsal görevleri yerine getirir. Gönüllü milis tayfasından oluşur ama çok da etkili değillerdir.

İran’da asıl güç her daim Devrim Muhafızları Ordusundadır. Bu güçten kastım özellikle ekonomik güç olarak.

Bunun dışına bahsedilmesi gereken bir başka birim ise Kudüs Gücüdür. Kudüs Gücü bizdeki özel harekatın yurt dışı operasyonlarını yapan birim gibi düşünün. 2.000 civarı personeli olduğu söylenmektedir. Kudüs gücü İran’ın proxyleri dediğimiz yani uzantıları dediğimiz diğer ülkelerdeki muhtelif örgütleri yöneten resmi birimdir. Özellikle Şii hilali kapsamında bilumum örgütle bağlantılı olduğunu söylememiz gerekir. İran’ın derin gücü de diyebiliriz bu ekip için. Yine söylentilerle gideceğiz (bundan sonra yola katırlarla devam ediyoruz) Kudüs gücünün Lübnan hizbullahı, Hamas, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Yemen Husileri ve Irak, Suriye ve Afganistanda Şii milisleri desteklediği, bu milislerin operasyonlarını İran’ın bölgesel çıkarları yönünde şekillendirdikleri dedikodular arasındadır. Hatta ABD  Irak’a ilk girdiğinde Kasım Süleymani’nin dönemin ABD’li generallerine telefonla ulaşarak hoş geldiniz, ben Kasım Süleymani, buralarda olan herşey benden sorulur tarzında posta koyduğunu ve özellikle Irak’taki ABD’li birliklerin başına ciddi bela açtığı bilinmektedir.

iran-petrol-dogalgaz-harita

Bu aşamada özellikle İran’ın Yemen’deki Husileri nasıl kullandığına bakın. Her petrol tartışmasında yani ABD rezerv parası olan doları savunmak için her petrol üreten ülkeye yada petrol sektörüne müdahale ettiğinde Yemen’deki husiler hareketlenir. Çünkü Yemen Babül Mendep boğazına sınırı olan iki ülkeden biridir.

Babülmendep Boğazı

Bir önceki paragrafta Yemen’de olan olayların sebebini detaylıca anlattım. Bu olayların esas gerekçesi babülmendep boğazının önemidir. Babülmendep boğazına iki ülkenin sınırı vardır. Birisi Cibuti diğeri de Yemen.

babülmendep
Cibuti ile Yemen arasına kalan boğaza Babülmendep boğazı denir.

Boğazın iki tip önemi vardır. Birincisi haritadan da görebileceğiniz üzere dünyanın üretim merkezi Güneydoğu Asya ile Hindistan’ı dünyanın tüketim ekibi Akdeniz’e kısa yoldan geçiren boğazın giriş noktasıdır. Çıkış noktası da Süveyş Kanalıdır.

İkinci önemi ise dünyadaki petrol ticaretinin ⅓ ünün deniz yolu ile buradan geçiyor olmasıdır. Meşhur Somalili korsanlarda bu babülmendep de faaliyet gösterir.

Basra Körfezi, Hürmüz Boğazı ve Umman Körfezi

Efenim başlığın ve coğrafyanın sıralaması ile gidip bölgenin dünya ekonomisi için niye önemli olduğunu izah edeceğiz. Şimdi basra körfezi dediğimiz bölge hürmüz boğazından umman körfezine bağlanarak asya ve avrupaya geçiş kanalı olan babülmendepe çıkar.

Bu bölgenin önemi çıkış noktası değil başlangıç bölgesidir. Basra körfezine sınırı olan ülkeler enerjinin şampiyonlar ligi gibidir. İran, Irak, Kuveyt,Suudi Arabistan,Katar, Bahreyn,Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman bulunur. 

basra-korfezi
Resimde Persian Gulf denilen yer Basra Körfezi, Gulf of Oman Umman Körfezi ve Strait of Hurmuz ise Hürmüz Boğazıdır.

Şimdi oturun bu ülkelerin ürettiği petrolü nasıl taşıyacağını düşünün. Hadi Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz’e sınırı var.Kalan ülkeler ne yapacak. Nereye sıçacaklar?

İşte bu adamların tamamı petrolünü sattığı adamlara petrolünü götürmek için gemilerini bu hattan geçirmek zorunda. Eğer malı Avrupaya satacaklarsa babülmendepten geçirmek zorunda.İşte dünyadaki mevzuların büyük kısmının ortadoğu ve yukarıdaki ülkelerde dönmesinin sebebi bu. 

Bu hattın önemli olması ile birlikte hattın içinde de dünyanın tekil en büyük petrol sahasının bulunduğunu, yine hat üstünde dünyanın sayılı doğal gaz rezervlerinden birinin bulunduğunu söyleyelim.Yani olay tek başına jeostratejik ehemmiyetten de kaynaklanmıyor. Bu hatta bulunan ülkeler dünya toplam petrolünün %30’unu doğalgazının ise %35’ini üretir.

İran, başta ABD olmak üzere dünyanın emperyalist güçleri tarafından kendisine yapılacak direk bir saldırı halinde Hürmüz boğazını ve bab’ül mendep boğazını kapatmakla tehdit etmektedir.Böyle bir durumda İran petrol fiyatlarını yükseltmiş, dünyaya enflasyon ihraç etmiş ve ekonomik sorun yaşatmış olacaktır. Bu durum ise ülkelerdeki bütün halkları yönetimlerinin kötü olduğu düşüncesine itecektir. Bakınız ekonomi nasıl bir silah olarak rakip devlete karşı kullanılır bunun bir örneğini görüyorsunuz. İran’ın Yemen’de Husileri sürekli desteklemesi ve Husilerin özellikle Babülmendep boğazına yerleşmesinin sebebi budur.

iran-harita
Şimdi yukarda yazdıklarımdan sonra haritaya iyice bakın.

ABD Neden İran’a Ambargo Uyguluyor?

Gelelim bu konuya. Şimdi efenim bu konunun görünür nedeni İran’ın nükleer savaşlarda kullanılan Uranyum madenini zenginleştirmesi. İran’da kendini bu maddeyi Nükleer Santrallerde kullandığı yönünde savunuyor. Ek olarak nükleer silah geliştiren ABD’nin de aynı yaptırımlara uymadığını söylüyor.

Tabi olay bu değil. ABD Irak’a girdiğinde de Irak’ta nükleer silahlar olduğunu söylemişti. Ama Saddam ne hikmetse ABD girer girmez bu silahları kullanamadı. Tabi yersen…İran olayı da böyle bir şey. Yani nükleer hikayesi göstermeliktir. Özellikle rezerv para başlığında anlatmıştım. ABD’nin en büyük gücü parası olan doları rahatlıkla basabiliyor yani enflasyon yaratmadan basabiliyor olmasından kaynaklanmaktadır. Peki İran’a yaptırım uygulanmasının nedeni rezerv parayı göçertebilecek olması mı?

İran ekonomisi başlığında anlattığım İran’ın bir enerji devi olması, ABD ‘ye tavırlı politikaları,yani ABD’nin enerji tedarik ve güvenliği politikasını ihlal ve tehdit etmesi, Basra körfezi, Hürmüz boğazı ve Umman Körfezi’nin dünya enerji güvenliği ve nakil hatlarındaki önemi ve İran’ın proxyleri de dahil olmak üzere bu bölgedeki etkinliği düşünüldüğünde sanırım ambargonun gerekçeleri anlaşılacaktır. İran aslında bölgedeki faaliyetleri ile ABD’nin petrolü dolar olarak satılması yönündeki tüm faaliyetlerine karşı durmakta ve bu faaliyetleri tehdit etmektedir. Bu arada tarihe de şöyle bir not düşelim. Kaddafi hükümetten düşürülmeden önce Fransa ile petrolü sadece Euro üzerinden satabileceği bir anlaşmanın imzalanması arefesindeydi. Yine bir not daha düşelim. Venezuella’da enflasyon çılgınlığı yaşanmadan bir tık evvel Venezuella petrolü sadece MB’nın ürettiği bitcoin ile üretmeyi düşünüyordu.

Özellikle uluslararası ilişkiler anlama kılavuzunda detaylıca anlatmıştım.Enerji güvenliği çok çok önemlidir. Mutlaka bakın. Yoksa dünya politikasına ilişkin yorumlarınız hep yarım kalacak. Rezerv para yazısına bakın yoksa dünya politikasına ilişkin yorumlarınız hep eksik kalacak.

yatirimkurusu

10 yıldır finans sektöründe denetçi, İngilizce biliyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçeriklerin kopyalanması engellenmiştir.